Sıkça Sorulan Sorular

Çocuğunuz; 24 aylık olup hala tek sözcükle iletişim kuramıyorsa, 2,5 yaşına geldiğinde hala 2 sözcüklü cümleler kullanmıyor ve yaklaşık 50 sözcükten oluşan bir dağarcığı yoksa, iletişim kurmakta zorlanıyorsa, kendisine söylenenleri anlamakta zorluk çekiyorsa, 4 yaşındayken bile size söylediklerini anlamakta zorlanıyorsanız vakit kaybetmeden bir dil ve konuşma terapistine giderek profesyonel bir yardım alabilirsiniz.

Çocuğunuzun yaşıtlarından biraz daha az konuştuğunu düşünüyorsanız, geçirebileceği fırsatlar yaratabilirsiniz. Çoğu aile çocuğu konuşmadığı için onu kreşe yollamaktan çekinir ancak kreşte akranlarıyla birlikte olmak çocuğun dil gelişimini destekler. Ailecek telefon, tablet ve televizyondan uzak durup çocuğunuzun yapmaktan keyif aldığı bir etkinlik yapabilirsiniz. Pasta yapmak, kitap okumak, resim yapmak, çeşitli oyunlar oynamak gibi. Çocuğunuzun daha iyi anlaması için konuşurken kısa cümleler kurabilirsiniz.

Dil ve konuşma terapisti seçerken, dil ve konuşma terapistliği bölümünden lisans, yüksek lisans veya doktora düzeyinde diploma sahibi uzmanlar seçilmelidir. Birkaç günlük sertifika ile bu işi yapanlara itibar edilmemelidir.

Terapi süreci; bozukluğun türü, bozukluğun şiddeti, çocuğun yaşı, terapistin yöntemi ve ailenin terapi sürecine katılımı etkenlerine bağlı olarak uzayıp kısalabilir.

Uyku; sinir sisteminin yenilendiği, fizyolojik ihtiyacımızdır. Yeni doğan bebekler dünyaya yeni yeni alışmaya başladığından ilk 3-4 ayda uyku adına bir düzenden bahsedemeyiz. İlerleyen dönemlerde uyku düzeni oturmaya başlar. Uykunun düzene girmesi hem bebeği hem aileyi rahatlatır. Uykunun düzene girebilmesi için; sıvı-besin tüketimi, uyku ortamının ısısı, havalandırma, ışık, zamanlama, uyku öncesi rutinler önemli püf noktalarıdır. Bu dönemi daha kolay nasıl atlatacağınız, bebeğinizin kendi yatağına ne zaman ve nasıl geçireceğiniz, birlikte uyumak nelere yol açabilir gibi sorularınızın cevabı için Aile Danışma Merkezimizin Çocuk Gelişimi Uzmanına başvurabilirsiniz.

Yemek yemeyen, yemek seçen çocuğunuz varsa kendinizi çaresiz hissediyor olabilirsiniz. Hazırladığınız yemekleri çocuğunuzla uzunca mücadele ettikten sonra mutfağa taşıyıp, çocuğunuzun sevdiği yemeği hazırlıyor olabilirsiniz… Yemek saatleri bir kâbusa dönüştürmemek ve daha fazlası için Aile Danışma Merkezimizin Çocuk Gelişimi Uzmanına başvurabilirsiniz.

Anne-çocuk arasındaki sevginin her iki taraf içinde mucizevi bir iyileştirici etkisi olduğunu biliyoruz. Hatta yapılan araştırmalar; anne sevgisinin daha çok alabilmiş hasta bebeklerde iyileşme ivmesinin daha yüksek olduğunu, doğumdan ilk bir saat içinde annesinin tenini, sıcaklığını hisseden bebeklerin daha huzurlu olduğunu bize göstermiştir. Temel güven duygusunun, yaşamın ilk bir yılında anne-bebek arasındaki ilişkiye göre şekillendiğini biliyoruz. İdeal olan güvenli bağlanmanın nasıl olması gerektiği konusundaki tüm sorularınız için Aile Danışma Merkezimizin Çocuk Gelişimi Uzmanına başvurabilirsiniz.

İki Yaş sendromu yaklaşık 18-36 aylar arsında ortaya çıkan gelişimsel olarak normal bir süreçtir. Bu dönem; çocuğun bağımsızlığını ilan etmesi ile ebeveynlerine olan bağımlılığı arasında yaşadığı çatışmanın bir çeşit dışavurumudur. Anne baba kontrolü kaybediyorum kaygısı yaşayabiliyorken, çocuk da bu kısıtlama karşısında daha çok öfkelenip inatlaşabilir. İki yaş sendromunu daha kolay atlatmak ve sorularınıza cevap bulmak için Aile Danışma Merkezimizin Çocuk Gelişimi Uzmanına başvurabilirsiniz.

Erken doğan/prematüre bebeklerin özellikle 2 yaşına kadar riskli bebek olarak değerlendirilip gelişim takiplerinin en az 3 aylık periyodlarla yapılması çok önemlidir. Böylece her hangi bir gelişim alanında görülen olası gerilik/duraksama durumunda uzmanınız gerekli müdahale programını yapabilecektir. Normal şartlar altında prematüre bebeklerin 2 yaşından sonra yaşıtlarını yakalaması bekleriz.

Çocuklar var oluşları itibariyle hareket etmek ister. Böylece yeni şeyler deneyimleyebilir, keşfeder, öğrenir. Fakat biz çocukları yetiştirirken çocuğa yaşamı öğretmek ve bakımı adına belirli bir düzen ve kurallar sistemi belirleriz. Bu çizdiğimiz sınırlar bizim ebeveyn tutumlarımızla da yakından ilişkilidir; bazı ebeveynlerin çok katı, bazılarının çok sınırsız ya da bazılarının ki duruma göre esneyebilirdir. Sonuç itibariyle sınırlar ve yaşamdaki düzen aslında çocuğun ihtiyacı olan bir şeydir. Çocuğumuz bu düzene adapte olamadığında aile ile çocuk arasında çatışma durumu başlar. Çocuk sınırları zorlamak isteyebilir. Bazı durumlarda da bu hareketlilik ve tabiri caizse “freni tutmayan bir araba” gibi kontrolden çıkmış hale varabilir. Genelde bu durumlarda önce aile ile olan ilişkiye bakılır. Bu gerçekten aile ile kurulan ilişki kökenli mi yoksa çocuğun kendini kontrol edemediği daha nörolojik bir durumdan mı kaynaklanıyor bu değerlendirilir. Çocuğun sınırları belirli bir yaşa kadar zorlaması, sonrasında dengeyi bulması ve öğrenmek için araştırma isteği bizim beklediğimiz bir şey olmakla birlikte kontrolsüzce adeta “içinin kaynaması, yerinde duramaması, uzun süre bir işe odaklanmaması” üzerinde çalışılması, değerlendirilmesi gereken bir durumdur. Sözün özü eskilerin söylediğinin aksine çocuğun her zaman çok hareketli olması zekayı değil bazen bir sorunun habercisi de olabilir.

Globalleşen dünyada her şeyimiz olduğu gibi ebeveynliğimiz de artık yarışır hale geldi. İnsanlar evini arabasını başkası üzerinden değerlendirirken şimdilerde anneliğini-babalığını da değerlendirir oldu. Genel olarak “otu çek köküne bak” denildiği gibi bizim ebeveynliğimiz kendi ebeveynlerimize benzer gelişir. Fakat elbette kuşaklar arası farklar olacaktır. Dönem olarak şimdilerde ebeveynler internetten daha çok araştırabiliyorlar. Ama gerçekten doğru bilgiye ulaşılıyor mu orası tartışılır. Bazen çocuğumuzu yetiştirirken diğer ebeveynlerle kendimizi karşılaştırmak kendi yetersizlik duygumuzu çok arttırabiliyor. Kaygılanıyoruz ve Kaygılandıkça içimizdeki doğal anne-babaya zarar verebiliyoruz. Belki de sadece rahatlayıp içimizdeki sakin ve bilge ebeveyni çıkarmamız, arada sırada “uzman” kişilerden bilgi almamız yetecektir.

Çocuğun rahat bir pozisyon alması, Beslenme şeklinin değerlendirilmesi, dinamik bir kas yapısının oluşu, su tüketimi gibi çevresel ve yapısal etmenlerin düzenlenmesi gerekmektedir.

Hareketin oluşması ve açığa çıkması için ihtiyaç hissi, fiziksel ve zihinsel farkındalık, gelişimin belirli mihenk taşlarının oluşması süreci belirler.

Çocukların gelişim özellikleri birbirinden bir miktar farklı olabilir. Aylara göre gelişim basamakları, çoğunluğu yansıtmaktadır. Buna göre bebekler 4 aylıkken destekli oturmaya başlarlar.7 ayda da desteksiz kendisi oturabilir.11-12 ay civarı da yardımlı veya yardımsız yürüme görmeyi bekleriz. Çocuğunuz kendi yaş grubundan daha ileri yaşın işlevlerini yapıyor olabilir. Sözü geçen aylarda henüz bu becerileri görmediyseniz bu durumun her zaman için normalin dışında olduğunu söylemek doğru olmasa da mutlaka uzman gözlemi, değerlendirmesi önerilir. (Bebeğiniz zamanından erken(prematüre) doğduysa iki yaşına gelene kadar erken doğduğu süreyi yaşından çıkararak düşününüz. Örneğin 1 ay erken doğduysa ve şu anda beş aylıksa 4 aylık bebeğin gelişimi olarak bakınız.)

Yapılan son çalışmalar ışığında çocuklarda yürüteç kullanımının yanlış olduğu, gelişimi geciktirdiği bilinmektedir. Bu sebeple yürüteç kullanılması önerilmemektedir.

Bebeğinizin ayağına basmak istememe nedeninin iyi tespit edilip yönlendirme yapılması gerekmektedir. Ortopedik, duyusal vb. bir çok sebebe bağlı olabilir. Bu sebeple uzman gözlemi ve değerlendirmesi sonrasında tavsiye vermek uygun olacaktır.

Bebeğinizin gövde ve kalça kontrolünü sağlayabilme yetisi önemlidir. Vücudunda kontrolü sağlayabilecek kadar gelişim henüz olmasa dahi bazen refleks vari hareketler ile bu adımlama davranışını gerçekleştirebilir. Uygun olanı çocuğunuzun kendi aktif potansiyeliyle bu adımlamayı gerçekleştirmesidir.

W oturuşu özellikle prematüre çocuklarda daha sık karşılaştığımız bir şey olup kalça gelişimi açısından önerilmemektedir. Çocuğunuza nedenleriyle bu oturuşun yanlışlığını anlatıp ondan diğer oturma şekillerini denemesini isteyin. Gerekirse oturuşunu değiştirmesine yardımcı olun.